Neden Mizaç?
Günümüz dünyası, insanın öz’üne yabancılaşmasını giderek hızlandıran bir karaktere sahip.
Sürekli olarak maruz kalınan uyaran bombardımanı, olağan bir düşünme, hissetme ve duyumsama sürecine bile izin vermiyor.
İnsanın yalnız kalmasının fiili durumu bile değişiyor. Yalnızlık esasen insanın kendi iç dünyasıyla baş başa kalmasını imlerken, günümüzde müzik,
teknoloji, kitap, yemek, oyun vb. birçok işle yalnız başına meşgul olmak olarak algılanıyor…
Oysa insanın daha üst bir varlık düzeyine ulaşması ve kendini bilmesi, tek başına çıkılan sahici bir iç görü yolculuğu gerektirir.
Bu yolculukta kendisiyle ilgili eylem, düşünce ve duygu süreçlerini derinlikli olarak kavraması şarttır.
Böyle bir kavrayış; özgün bir yol, doğru bir araç lüzumu doğurur. Dış dünyadaki oluşu incelemek anlamındaki bilim dâhil hiçbir araç, insanın daha
üst bir anlayış düzeyine erişmesine hizmet edemez. Zira konu “insanın içiyle” ilgilidir.
Mizaç kavramı, kişinin kendisini tanıması için onu “varlığın ilk düğmesi” denilebilecek bir başlangıç noktasına götürür.
Mizacın kuşatıcı niteliği, bireyin kişisel, sosyal, mesleki ve daha birçok açıdan tanınmasına fırsat sağlar. Bu suretle insanın kendi doğasına
uygun bir yaşam yolu izleme olanağı ortaya çıkar.
Çocuk yetiştirme, eğitim, iş dünyası, bilim, sanat ve daha birçok alanda; insan doğasının biricikliğini mizaç kavramından başlayarak açıklamaya
odaklanan Dokuz Tip Mizaç Modeli’nden yararlanmak mümkündür.
Bizler, son zamanlarda özellikle mizacın eğitim, danışmanlık ve insan kaynakları alanında çalışmalarında merkeze alınması üzerinde yoğunlaştık.
Çünkü bu üç alanın doğru organize edilmesi, hijyen niteliğinde bir atmosfer belirleyicidir.
Eğitim, Danışmanlık ve İnsan Kaynakları Yönetimi alanlarında geliştirdiğimiz model ve uygulamalarla insan doğasıyla uyumlu, işlevsel ve bireysel
farklılıkları gerçekçi bir biçimde ortaya koyan çalışmalarımız yatayda ve dikeyde sabırla büyüyecektir. Bu konuda ilgili tüm tarafların desteğine
ihtiyaç duyuyoruz. Katkılarınız için Derneğimizin kapısı her daim açıktır.
Yolculuk hepimizin yolculuğu…